|
AYNI SEY
Kadınla erkek konuşuyorlardı :
-Sevgilim, söyle bana hayatına giren ilk erkek ben miyim?
-Tabii canım, ama anlamıyorum, nedense bütün erkekler hep
aynı şeyi soruyorlar!... |
GELiN ADAYI
Çöpçatan, damat ve gelin adayını karşılaştırır.Gelin
zengin olduğundan damat adayı ufak tefek kusurların bağışlanması
için önceden uyarılmıştır.
Gelin adayı odaya topallayarak girer.
Damat adayı çöpçatana bakar :
-Topal bu, der.
Çöpçatan başıyla onaylar.
Damat gelinin saçlarını okşamaya kalkar.Peruk elinde kalır.Çöpçatana
bakışlarıyla :
-Kel bu, der.
Çöpçatan başıyla onaylar.
Damat adayı odadaki gümüş takımlara antikalara bakar.Onların
da sahte olmasından şüphelenir.Çöpçatanın kulağına fısıldamak
ister.
Çöpçatan :
-Rahat konuşabilirsin, duymaz kulağı sağırdır, der. |
iKiMiZE DE YETER
Evlenme teklif ettiği kızdan red cevabı alır :
-Ama ben sizi sevmiyorum ki!
Delikanlı istifini bozmadan cevaplar :
-Olsun, benim aşkım ikimize de yeter! |
iLK AŞK
Evliliklerinin üstünden henüz bir ay geçmiştir.Mutlu koca
genç ve güzel karısına sarılır :
-İlk aşk ne kadar tatlı, ne heyecanlı değil mi?
Genç karısı yanıtlar :
-Evet... ama seni tanıdığıma da memnunum... |
KiMiN KARISI?
Senatörlerden birinin ölmesiyle başka bir adam onun süresini
doldurmak üzere seçilmişti.Adam karısına telefon ederek, bu
haberi vermmek istedi :
-Bir senatör karısı olmak ister miydin? diye sordu.
Karısı biraz düşündü sonra sordu :
-Hangisinin? |
MELEKLER UÇAR MI?
Anne kız konuşurlar.Küçük kız annesine sorar :
-Anne melekler uçar mı?
-Uçar.
-Bütün melekler mi?
-Evet.
-Peki bizim hizmetçi kız neden uçmuyor?
Annesi şaşırır :
-Hizmetçi neden uçacakmış kızım?
-Babam konuşurken ona hep "Meleğim!" diyor da.
Anne öfkeyle fırlar :
-Ya öyle mi, o halde az sonra hemen uçar. |
O KARIŞMAZ
İki Fransız kadın konuşurlar :
-Peki, başkasından hamile kalmana kocan kızmadı mı?
-Kızmadı.O prensip sahibidir, başkasının işine karışmaz. |
PiSi PiSi
Kocası seyahatten vaktinden önce dönen kadın, sokak kapısının
açıldığını duyunca, heyecan ve korku içinde sevgilisini
karyolanın altına saklamıştı .Ne var ki, karyolanın somyası
eskimiş, telleri çıkmıştı.Üstünde kadınla kocası sağa
sola döndükçe o çıkık teller karyolanın altındaki
sevgilinin şurasına burasına batıverdi.Adamcağız o acıyla
"Ah!" diye bağırınca yataktaki koca
pirelendi.Karyolanın altına eğilip seslendi :
-Kim var orada?
-Miyav miyav, diye ses geldi aşağıdan...
Çok geçmeden yine yatakta hareket...Ve alttaki telden canı
yanan sevgilinin feryadı :
-Offff!...
Ve koca yine sordu :
-Kim o?
-Miyav miyav...
Üçüncü "Ah" da yataktan fırladı koca, eğildi
karyolanın altına :
-Kim var orada?
-Kedi dedik ya... |
ÇABUK ÇAĞIR
Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet'in
cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayatim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git, ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.
-Anladım, git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle.Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti ,
babama da laf etti.Anam da yohtur, babam da yohtur.Anam da
sensin, babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı'yı buraya! dedi. |
RANDIMAN ALAMADIM
Altı aylık gelinin ağrımadık yeri yoktu.Şikayetleri
anlatmakla bitmeyince, genç damat müdahale etti:
-Yani doktor bey, kısacası, ben bundan hiç randıman
alamadım! |
TOTOCHE KiM
Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri
sorar :
-Gütenberg kim. Biliyormusunuz?
-Hayır, der ötekiler.
-Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gütenberg'in
basım makinasını bulan kişi olduğunu bilecektiniz.... Ya
Panmentier'i?
-Hayır, der ötekiler.
-Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz,
Panmentier'in patatesi bulan kişi olduğunu bilecektiniz.Eğer
gece kurslarına gitmezseniz yaşam boyunca....
İşte ozaman, aralarında lehimci olanı öfkelenip patlar :
-Oldu, anlaştık! Gütenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen
Totoche kim biliyormusun?
-Hayır!
-Peki öyle ise öğren! Totoche, sen gece kurslarına
giderken karınla yatan heriftir! |
ZAMAN GEÇTi
Kız nişanlısını eve çağırdı :
-Otur Ali'ciğim.Evlenmeden önce tüm mazimi sana açıkça
anlatmalıyım.
-İyi ama hayatım iki hafta önce anlatmıştın ya...
-O iki hafta önceydi hayatım. |
ANNENiZ NE DiYOR?
Çok genç bir İngiliz subayı, general olan babasının yanında
yaverdi, yaşlı bir albaya emri iletmekle görevlendirildi
-Babam birliğinizi şu karşıki tepenin yamaçlarına çekmenizi
söylüyor, efendim, dedi.
Yüzü moraran albay da şöyle dedi :
-Demek öyle söylüyor!Peki anneniz ne diyor?!... |
DEMOKRASiYi SAVUNUYORUM AMA...
Manevra varmış.Mehmet elde tüfek yerde yatıyormuş.Komutan
gelip sormuş :
-Düşman önden gelirse ne yaparsın?
Mehmet cevaplamış.Şu yandan, bu yandan, arkadan gelirse, diye
tekrar sormuş komutan.Mehmet bunları da cevaplamış.
Komutan en sonunda :
-Ya düşman tepeden gelirse? deyince.
Mehmet'in bu soruya cevabı :
-Bu memleketin tek askeri ben miyim komutanım! olmuş. |
HAYIRHANA
Kürdün biri birgün köyden şehire gelmis. Gözüne kestirdiği
birine sormuş :
-Kardaş burda hayırhane var mıdır?
Adam da :
-He kardaş vardır, demiş ve caminin yolunu tarif etmiş.
Tam da cuma vaktiymiş.Bizim kürt biraz sonra soluk soluğa
gelmiş :
-Kardaş ben hayırhana dedim sen beni katilhanaya yolladın.
Gittim oraya oturdum, sonra biri kalktı dedi, dedi, dedi, dedi.
Sonra öbürü kalktı oda dedi, dedi, dedi, dedi. Öbürü
tekrar kalktı, dedi, dedi, dedi, dedi. Sonra millet galeyana
gelip ayaklandı ben de dışarı zor kaçtım.
Mehmet Kutlu
|
BiR SiZDEN
İki Laz sinek avına çıkmışlar.Dolaşıp ararlarken,
birinin alnına bir sinek gelip konmuş.Laz usulca arkadaşına
alnındaki sineği göstermiş.Arkasından da Laz hemen namluyu
doğrultup ateş etmiş; sineği de, arkadaşını da vurmuş :
-Bir suzden, bir buzden citti, diye söylenmiş. |
BOGA
İki avcı arkadaş yaban ördeği avına çıkmışlardı.Ördeklerin
yanına rahatça ürkütmeden varabilmek için bir İnek postuna
bürünmeye karar verdiler.
İki arkadaştan sadece İneğin ayakları tarafında yürüyenin
tüfeği vardı.Etrafı gözleyerek yavaş yavaş ilerliyorlardı.
Bir ara arkadaki heyecanla seslendi :
-Çabuk tüfeği bana ver, çabuk!
Öbürü şaşkınlıkla sordu :
-Ne o, sürü arkada mı yoksa?
Beriki sabırsızlıkla :
-Ne sürüsü yahu! dedi.Arkadan bir boğa dörtnala
üstümüze geliyor. |
CiS
Yüzme Hocası kızgın bir şekilde genç adama yaklaştı :
-Derhal çıkıp gidin buradan.Suya çiş yaptığınızı gördüm!
-Ama bu işi ilk ya da tek yapan ben değilim herhalde?
-Haklı olabilirsin, ama ötekiler hiç değilse suyun içinde
yapıyorlar.Sizin gibi tramplen tahtasının üzerinde değil. |
BiSKÜVi
Acemi er, levazım başçavuşuna yakınır :
-Başçavuşum, bize yemekte ördek böreği verdiler.Yemin
ederim ki, içinde bir gram bile ördek eti yoktu.
-O halde? diye yanıtlar başçavuş.Sen hiç asker
bisküvisi yedin mi?
-Şey...yani evet, başçavuşum.
-İçinden hiç asker çıktı mı, ulan! |
HAVA
Boks maçı hayli heyecanlı geçiyordu.İki boksör ringde kıyısıya
dövüşüyorlardı.Ama birinin durumu pek kötüydü. Gözkapakları
kapanmış, yüzü gözü kan içinde kalmıştı, yumrukları
havayı dövüyor, bir teki bile rakibine değmiyordu.
Raund arasında menejerine sordu :
-Maçı alma şansım va mı?
Menejeri bir yandan terini kurularken :
-Elbette var, diye cevap verdi.Sen havayı dövmeye
devam et .Böylelikle herifi zatüreden öldürbilirsin...! |
ONUN YERiNE
Yamyam baba-oğul balta girmemiş ormanda dolaşırken nehirde yıkanan
genç bir kadın gördüler.
Oğul sordu :
-Ne dersin baba, yiyelim mi onu?
Baba bir an düşündükten sonra :
-Hayır, bunu eve götürür, onun yerine anneni yeriz!
dedi. |
ÜÇ KEZ
Ava çıkmış adam, başına gelenleri anlatıyormuş :
-Ormanda ilerlerken, karşıma kocaman bir Ayı çıkmaz mı?Çifteyi
doğrultacak vakit yok!..Silahı bir kenara attığım gibi başladım
kaçmaya.Fakat Ayı peşimde!Benden hızlı koşuyor.Bir ara ayının
sıcacık nefesini ensemde hissettim.O kadar yaklaşmıştı.Derken
Ayının ayağı kaydı, yere düştü...Fırsat bu fırsat,
tabana kuvvet arayı açtım.Ama Ayı toparlandı, kalktı, bana
yetişti.Yine nefesi ensemde... Pençesini uzatsa omuzumdan
yakalayacak.Allahtan tam o sırada yine Ayının ayağı kaydı,
yere düştü.Talih bana gülüyor!Hızımı arttırabildiğim
kadar arttırdım, yeniden arayı beşyüz metre kadar açtım.Tanrı
sizi inandırsın arkadaşlar, Ayı yine bana yetişti.Yine
nefesi ensemde...şansa bakın...Ayının tekrar ayağı kayıp
yere düşmez mi?
Serüveni dinleyenlerden biri dayanamamış :
-Sen de çok yürekliymişsin kardeşim!...Hayvan bana üç
defa nefesi enseme gelecek kadar sokulsa, çok ayıptır söylemesi,
ben korkumdan altıma ederim.
Avcı dönüp ters ters sözünü kesene bakmış :
-Lafı karıştırma yahu!Ayı üç kez neyin üstüne bastı
da ayağı kayıp yere düştü sanıyorsun? |
GENERAL MOTORS
İki erden birisi, geçen kamyona selam durunca öbürü sordu :
-Neden selem verdin?
-Görmedin mi?Kamyonun üzerinde General Motors yazıyordu. |
GUŞ
Yüzbaşı evin papağanına belli başlı kelimeleri ezberletmişti.Mehmet
gel, Mehmet git, şunu yap, bunu yapma v.s...
Evde kimsenin bulunmadığı bir sırada.Evin yeni emir eri
ortalığı silip süpürmekle meşgul görünüyordu.İçeriden
MEHMED diyen sesi duyunca fırladı koştu :
-Buyur, dedi ama arkası gelmedi .
Tekrar işine daldı.Bir zaman sonra tekrar çağrıldı.Şaşırmıştı.Odada
bu emri beklemeye karar verdi.Papağana gözü takıldığı
anda da papağan :
-MEHMED diye çağırmasın mı!Derhal hazır ol
vaziyetine geçerek :
-Buyur komutanım, dedi.Kusura bakma seni guş sandımdı. |
KARŞIDAKi DUVARIN ÇiViSi
Delinin biri, çiviyi tersine çevirerek sivri tarafına vura
vura duvara çakmaya başlamış.
Onun bu halini gören başka bir deli işe karışmış :
-Baksana, yahu! Sen yanlış bir iş görüyorsun.Bu çivi
karşıki duvarın çivisi olacak galiba, demiş. |
HIÇKIRIK
Savaşın en kızgın anıydı.Cephede bombalar patlıyor,
mermiler vızır vızır uçuyordu.Bu arada bir askeri hıçkırık
tuttu.Yanındaki askere döndü hıçkırık tutan :
-Heey, beni korkutsana biraz!...Korkut da hıçkırığım geçsin... |
iÇKi ÖLDÜRÜR
Albay askerlerin içki içmelerine engel olmak için kantinin
duvarına bir yazı asmıştır.Yazıda :
-İçki öldürür, diye yazıyordur.
Ertesi gün oradan geçen albay ne görsün?Biri yazının altına
şunları ilave etmemiş mi :
-Askerler ölmez! |
iNSAN KILÇIĞI
Yeni erler eğitim görüyordu.Ders veren üsteğmen,
karadenizli bir ere insan iskeletini göstererek ne olduğunu
sordu.
Er :
-İnsan kılçığıdır komutanım, dedi. |
KÜSTAHLIK
Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış.Şemsiye
taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş.
O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında
bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce,
beyninden vurulmuşa dönmüş.Eri çağırarak :
-Bu ne küstahlık, demiş.Ve şemsiyeyi aldığı gibi
dizinde iki parça etmiş.
-Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar
yapma!
Neye uğradığını anlamayan er :
-Başüstüne, diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş
:
-Teğmenim, beni az önce evine yollayan general şemsiyesini
istediğinde kim kırdı diyeyim? |
NERESiNDEN
Kore'de Türk Tugayından iki Anadolu'lu asker biraz gezmek için
firar ederler.Şehirde bir aşağı bir yukarı dolaşırken
inzibat subayı bunları yakalar ve sorar :
-Hani sizin izin kağıtlarınız?...
Erler subayı atlatırız umuduyla :
-Biz Amerikalıyız...diye cevap verirler.Subay durumu
anlar, ama hiç bozuntuya vermez :
-Amerika'nın neresindensiniz? diye sorunca :
-İçindenik kumandanım!...diye yanıt verirler. |
AMELiYAT YERi
İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar.Delikanlının
tatlı sözleri arasında bir ara kız sevgilisinin kulağına fısıldar
:
-Sevgilim sana apandist ameliyatı olduğum yeri göstereyim.
Delikanlının gözleri parlar.
-Göster canım göster.
Kız eliyle uzak bir yeri göstererek :
-Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü
katı.... |
YARDIM SEVER
Normandiya çıkartması sırasında bir İngiliz subayı, çiftlikte
bir evin kapısını çaldı.Kapıyı açan şişman kadına :
-Madam, dedi.Acaba biraz süt verebilir misiniz?
Kadın pek üzgün :
-Vallahi damla bile yok, ne varsa hepsine sabahleyin askerler
el koydu.Ama siz bizim müttefiklerimizsiniz.Sizi boş çevirmek
istetemem.Size kendi sütümden vereyim, der.
Ve iri bir kavun büyüklüğündeki memesini çıkardı.Bu
manzaradan irkilen İngiliz subayı, yanındaki arkadaşına döndü,
şunları söyledi :
-İyi ki kadından sıcak su istemedik!.. |
BEŞ VAR
İki deli arasında konuşma :
-Saat kaç?
-Beş var
-Kaça beş var?
-Bilmiyorum, akrebini kaybettim. |
YANINDA BACIM YOKTUR
Doğu illerinden birinde gariban bir Kürt'ü bir diskoteğin
kapısına dikip :
-Damsız geleni içeriye sokmayacaksın, demişler.
Derken, gecenin bir saatinde, boynunda altın kolye, bileğinde
künyesiyle delişmen bir Kürt delikanlısı dayanmış kapıya.
Görevli delikanlı :
-Kusura bakma ama, sen içeri giremezsin, diyerek kesmiş
yolunu.
Beriki, adamı bir yandan eliyle iterek sormuş :
-Niye giremeyeyim ulan!
Gariban cevap vermiş :
-Yanında bacım yoktur. |
|
CANLI GAZETE
Başhekim, akıl hastanesinin bahçesinde dolaşıyordu, bir ara
baktı, bir kalabalık gözüne çarpmıştı.Hemen oraya seğirtti.Deliler
bir halka oluşturmuş, ortada dönüp konuşan birini
dinliyorlardı :
-Papendreu seçimleri kaybetti.Hastaneye kaldırıldı...Bulgar
zulmü devam ediyor.Zorla yollanan soydaşlarımızın sayısı
seksen bine ulaştı...Federasyon kupasını Beşiktaş kazandı...
Başhekim bu işten hoşlanmış :
-Ne yapıyorlar bunlar böyle? diye sormuş.
-Efendim, demişler.Ortadaki deli kendinin gazete olduğunu
sanıyor, haberleri bildiriyor.
Başhekim daha da hoşlanmış.Dolaşmasını sürdürmüş.Az
ileride birde ne görsün! Sekiz, on deli iplerle sımsıkı
birbirlerine bağlanıp bir köşeye atılmamış mı!
-Onlar mı, okunup da iadeye gidecek eski gazeteler
efendim... |
GÜNAYDIN
Başçavuş, karargahtaki erlerin teftişiyle meşguldür,
aniden üçüncü katın penceresinde hava almakta olan bir çift
iri kalça gözüne çarpar.Merdivenleri dörder dörder çıkar,
hışımla odanın kapısını açar ve bağırır :
-Hangi sersem kıçını pencereye çıkardı!
-Ben başçavuşum, der genç bir asker.Hava o kadar sıcaktı
ki...
-Ulan eşşoğlueşşek, ya general yoldan geçseydi.N'pardın?
-Ama geçti başçavuşum.
-Peki , bir şey demedi mi ulan!
-Dedi, başçavuşum, günaydın Başçavuşum, dedi. |
NASIL BiLSiN
Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim, bir hastanın
oturmuş, birşeyler yazdığını gördü :
-Kolay gelsin, ne yazıyorsun?
-Mektup yazıyorum efendim.
-Yaaa...Kime yazıyorsun?
-Kendime...
-Peki, ne yazılı mektupta?
-İlahi doktor bey, deli misiniz siz?Mektubu daha almadım
ki...İçinde ne yazdığını bileyim. |
ELTiMGiLE GiDiYORUM
Erzurum'un trafik ışıkları yeni konmuş, ışıkların altında
bir polis bekliyor ve halkın ışıklara uymasını sağlamaya
yani bir çeşit trafik eğitimi vermeye çalışıyormuş.
O sırada, bakmış ki; bir kadın, elinde tuttuğu çocuğuyla,
kırmızı yanarken karşıya geçiyor.Hemen seslenmiş :
-Hanım, hanım!Nereye?
Kadın dönüp :
-Vıy! demiş.Sana ne? Eltimgile gidiyorum. |
EN iYi VALi
Adamın biri Erzurum'a vali tayin edilmiş.Gitmiş, görevi
devralmış.Halkı ve çevreyi tanımak için çıktığı
gezilerin birinde köy halkına sormuş :
-Şimdiye kadar Erzurum'a tayin edilmiş valiler içinde size
en çok hizmet eden hangisiydi?
Köylünün biri cevap vermiş :
-Sizden iki önceki valiydi ; Mehmet Paşa.
-Yaaaa, öyle mi, peki size ne gibi hizmetler yaptı?
-Daha Erzurum'a gelirken, yolda, Bayburt'ta öldü! |
ZiL ÇALDI...PAYDOS OLDU!
Delileri uçağa bindirmişler, bir şehirden ötekine
naklediliyorlardı.Ama o kadar çok gürültü yapıyorlardı
ki, sonunda pilot dayanamadı, uçağı ikinci pilota teslim
ederek içeride ne olup bittiğini görmek istedi.
Deliler uçakta hep bir ağızdan bağırıp çağırıyorlardı.Baktı,
en başta, bir deli, ötekilere uymamış, akıllı, uslu
oturuyordu.
-Sen neden bağırmıyorsun? diye soracak oldu.
Adam :
-Ben bunların öğretmeniyim, diye cevap verdi.Onlarda
benim öğrencilerim.Şimdi teneffüsteler de onun için ses
çıkartmıyorum.
Pilot, çaresiz yerine döndü. Bir süre geçti.Bir an geldi ki
sesler büsbütün kesiliverdi.
Pilot:
-Aman çok güzel! diye sevindi.Herhalde kendinin öğretmen
olduğunu sanan deli, ötekileri derse almış olsa gerek,
diye düşündü.
Ama dakikalar geçiyor, arkadan hiç bir ses seda çıkmıyordu.Pilot
biraz daha bekledikten sonra merak etti.Gidip bakmak istedi.
Bir de ne görsün! Uçağın kapısı açık ve içeride öğretmenden
başka kimsecikler yok değil mi!
Dehşetle sordu :
-Öğrencilerin nerede?, diye...
-Dersler bitti.Hepsini evlerine gönderdim! |
"HO!" DiYEMEYECEK KADAR
Doğu köylerinden birinde, kış kıyamette, adamın birisi ölmüş.Köylüler
cenazeyi kızakla mezarlığa götürüyorlarmış.Ama daha
mezarlığa varmadan, kızak da, öküzler de çamura saplanmış.Köylüler
uzaktan öküzlere bağırmışlar çağırmışlarsa da, kimse
çamura girmeyi göze alamamış.
O sırada, birisi, bakmış ki; dirilerden hayır yok, ölüye
seslenmiş :
-Ulan, öldün öldün de, öküzlere bir "Ho!"
diyemeyecek kadar mı öldün, mübarek? |
iŞ iNADA BiNDi
Ömründe hiç teravih namazı kılmamış olan bir yörük, bir
gün, caminin önünden geçerken, adamın birisi :
-Namaz vakti nereye gidiyorsun? demiş.Sen müslüman
değil misin?
Yörük ne desin?"Bari şu namazı kılıvereyim de öyle
gideyim" diyerek camiye girmiş.Gelgelelim, aklı dışarıda,
hayvanlarında.Üç beş rekat namaz kılmış, bakmış, biteceği
yok.
Dışarı çıkıp oğluna seslenmiş :
-Oğlum, hayvanlara mukayyet ol.İmamla iş inada bindi. |
iT KIRKIYORUM
Batı'nın "sinek avlamak" deyimi yerine, Doğuda
"it kırkmak" deyimi kullanılır.
Berberin biri bir müşterisini traş ederken, yoldan geçen
biri hal hatır sormuş :
-İşler nasıl?
Son zamanlarda işleri kesat olan berber cevap vermiş :
-Görüyorsun işte; it kırkıyorum. |
KAZANAN KiM
Ağa ile ırgatı köyden kasabaya giderken...Bir ara ağanın
aklına bir muziplik geldi :
-Bak, dedi, şu yol kenarında ineklerin bıraktığı
tezekleri yersen...Bu arabamı da, atları da, koşumları da
sana veririm.Senin olsun.
Irgat gıcır gıcır arabayı, atları, koşumları görünce,
düşünmedi bile...Tezeğin hepsini yiyip bitirdi.
Kasabaya gittiler, alışveriş yaptılar, dönerken...Ağa
birden düşünceye daldı."Muziplik derken, araba da,
at da, koşumlar da gitti"diye :
-Bana bak, dedi, arabayı, atları, koşumları geri
istiyorum.Kaça verirsin?
-Para filan istemem.Aldığım fiyata veririm,ağa...
-Yani?
-Yanisi şu ; Bak karşı kenarda duran tezekleri gördün mü?Sen
de onları ye!Al arabayı, atları koşumları!...
Baktı başka çare yok, ağa da eğildi, zorlana zorlana yedi
tezekleri...
Tam köye yaklaştıkları sırada ırgat gülmeye başladı
kendi kendine...
-Ne gülüyorsun, diye sordu ağa, bir şey mi var?
-Nasıl gülmem, ağam?Biz yola çıkarken bu araba da, bu
atlar da, bu koşum da senindi.Şimdi yine senin...Peki, öyleyse
biz o tezekleri niye yedik? |
KiM ŞiŞTi
Küçük bir otomobilde giderken, yol kenarında işaret eden
bir köylü gördü.Bu sıcakta onu arabaya almanın vicdan
borcu olduğuna inanıp durdu.Ama köylü çekingenlik gösterdi
:
-Sağolun...Şey...İneğim de var da... Birlikte gelmemiz
gerek...
-Aaa o olmadı işte...ineği ne yapacağız?
-Bağlarız arkaya...
-Olur mu hiç?Ben gazladım mı, bağ kopar, inek geride kalır,
gideriz biz.
-Yok yok, merak etmeyin! yetişir bize...
Köylü öyle ısrar ettiki sonunda ineği bağladılar
otomobilin arkasına ...Ve hareket ettiler.Kilometre saati
giderek yükseliyordu :
10...20...30...40...inek oralı değildi.Arabanın hızına
uyarak koşuyordu...Araba hızlanıyordu :
50...60...80...90...inek yine koşuyordu aynı tempoda...Arabayı
kullanan bayağı sinirlenmişti...Birden gazladı :
100...120...Derken 150 kilometreye çıktığında...Köylüye döndü
:
-Bak seninki şişti.Dili dışarı çıktı.
-Ne şişmesi! Şişmekten değil dilini dışarı çıkarması...Sen
yavaş gidiyorsun da sollamak istiyor bizi.Diliyle işaret verip
yol istiyor. |
OTOMOBiLDEN ANLAMAZ
Adamın biri Munzur dağlarında otomobiliyle yol alırken,
otomobili arıza yapmış.Adam inip, kaputu açmış, motorun
orasına burasına bakarken, bir ses duymuş :
-Platine bak, platine.Platin meme yapmış.
Adam irkilerek dönüp bakmış : bir eşek.Evet, bir eşek...Konuşuyor.Korkup
kaçmaya başlamış.Koşarken bir köylüye rastlamış.
Köylü :
-Selamün aleyküm hemşerim, demiş.Ne koşuyorsun böyle?Arkandan
ayı mı kovalıyor?
Adam anlatmış başına gelenleri.
Köylü :
-Aldırma ona sen, demiş.Traktörden anlar o;
otomobilden anlamaz. |
TiRYAKi YOKSA
Bir köylü telaşla bir başka köylüye koştu :
-Bana bak, senin inekler sigara içer mi?
-Çıldırdın mı sen?İnek sigara içer mi hiç?
-Öyleyse ahırın yanıyor, kardeşim. |
EBE
genc bir kadin dogum icin bir klinige basvurur..
Ebe - Kocanizin da dogumda bulunmasini istermisiniz.?
Kadin - Bir kocam yok malesef..
Ebe - peki erkek arkadasiniz..?
Kadin - Erkek arkadasim da yok..
Ebe - Eee peki bu iste ortak olan sahis.?
Kadin - Uzgunum kimseye bagli degilim ve yanliz olacagim..
Dogum gerceklesir.. ve ebe kadinin yanina gelir..
Ebe - tebrik ederim cok saglikli bir kiziniz oldu..
Kadin - oh ne kadar mutluyum onu gorebilir miyim?
Ebe - elbette ama gormeden once bilmeniz gereken bir sey var..
Kadin - Nedir lutfen soyleyin..?
Ebe - Eeee..Bebeginizin teni biraz koyu ...yani acikca soylemek
gerekirse bebek zenci.
Kadin - ahh evet esim ve isim yoktu..ustelik gidecek yerim de
yoktu ..cok kotu durumdaydim o yuzden bir porno filminde
oynamayi kabul etmek zorunda kaldim...Basroldeki erkek
zenciydi..
Ebe - ah anliyorum tabii beni ilgilendirmez..lutfen kusura
bakmayin..Belki.bir nokta daha var...
Kadin - Evet lutfen soyleyin baska bir sey mi..?
Ebe - Seyy ...Bebegim cok guzel lepiska gibi sarisin saclari da
var..
Kadin - Bakin gercekten cok zor gunlerdi...filmde tek erkek
yoktu..Bir tane de isvecli biri vardi..
Ebe - Pardon pardon..gercekten ozur dilerim ben bilmek
istersiniz diye dusunmustum.. Bu sorulari sormak
istemezdim..?......Neyse.... ama...
Kadin - Baska ne var lutfen acik konusun cekinmeyin..
Ebe - pekala.siz istediniz...Bebegin gozleri de cekik .yaa..
Kadin - hayat bana hic acimadi..Filmdeki diger erkek de
cinliydi... ..ne yapabilirdim ki..?
Ebe - Umarim beni bagislarsiniz ustume vazife olmayan seylere
karisiyorum..isterseniz artik bebegi gorebilirsiniz. Beraber
bebegin yanina giderler..
Kadin misil misil uyumakta olan bebegin poposuna bir saplak
indirir..
Bebek aglamaya baslar..
Ebe - Neden vurdunuz..?
Kadin - Ohhhh...... neyseki normal..... havlayacak diye odum
koptu...!!
|
BIYIK YENİ
Lazistan'ı gezmekte olan turist :
-Allah Allah, burada herkesin bıyığı var, demiş.
Temel, burnuna dikkat çekerek :
-Piz önemli ve değerli şeylerin altini çizeruz.
|
KREDİ KARTIMI KAYBETMİŞİM BİLOCAN
Esra Hanım dikkatsiz birisidir. Tam New York'a hareket edeceği
vakit kredi kartını kaybeder. Hemen Citibank'a telefon eder :
-İyi geceler. Nasıl yardımcı olabilirim.
-Merhaba. Ben kredi kartımi kaybettim.
-Bana ne ???
-Citibank değil mi orası?
- Sss Sıtkı abi. Telefonda bi bayan var seni arıyo galiba.
Kredi kartını kaybetmenin yanında yanlış numara da çeviren
dikkatsiz bayan iyice bunalır. Dikkatlice telefonun tuşlarına
basar.
- Iyi geceler Citibank. Ben Hakan. Nasıl yardımcı
olabilirim? - Ben kredi kartımı kaybettim. - Hiç sorun değil,
hemen kartınızı iptal ediyorum. Yeni kartiniz 24 saat içinde
elinize geçecektir. - Ama ben şu anda New York'a hareket etmek
üzereyim. - Bize koymaz hanfendi. Kartınız 24 saat içinde
elinizde.
Esra hanım düşünceler içinde uçağına biner. New York'a
gider. Uçaktan indiğinde güzel bir bayan onu beklemektedir.
- Buyrun hanımefendi kartınız.
- Aman tanrım bu ne hizmet, bu ne sürat !!
- Teveccühünüz. Buyrun bu da faturaniz. 1500 $
- Nası yaa?
- Senin peşinden kalktık geldik buralara. 1200 $ gidiş - dönüş
uçak parasi, 100 $ yeni kart çıkartma bedeli, 100 $ senden önce
uçaktan çıkıp seni bekliyormuş ayağına yatmam için kapıda
bana yardım eden hostese verilen rüşvet, 50 $ taksi parasi.
30 $ Damga pulu, 15 $ Kore Sehitleri Vakfı için kesinti. -
1495 $ oldu.
- Bi de döner yedim uçağa binmeden önce.
- İnanamıyorum. Alacakaranlık kuşağı gibi. Peki bu
faturadaki "CETVEL" ibaresi nedir?
- Ahh neredeyse unutuyordum. Bu da kartınızı kaybettiginiz için
ceza. Açın efendim ellerinizi.
- Neler diyorsunuz?
- Açın efendim. Avuç içleri tavana bakacak sekilde.
"ÇAT ÇAT ÇAT"
- Ahhh çok acıdı. Manyaklık bu.
- Bir daha kartınızı kaybetmemeniz gerektiğini öğrenirsiniz.
Hadi eyvallah. Hey siz yeşilli bayan. Kartınızı kaybettiniz
değil mi? Geliyorum.
- Anne - Baba inanamayacaksınız ama kredi kartım elimde.
- Sen de inanamayacaksın kızım. Citibank'tan iki tane
zebellah gibi adam geldi.
Şu anda anneni dövüyorlar. Ahh ne vuruyosun be!!
|
GEMİCİ YENİ
Bir gemici geç vakit otele gelmiş. Yer olup olmadığını
sormuş :
-İki kişilik bir odada tek yatağım var, demiş resepsiyon
gorevlisi
Ancak pek tavsiye etmem. Çünkü öteki yatakta fena halde
horlayan bir delikanlı yatıyor.
-Ziyani yok, demiş gemici, verin bana o yatağı...
Ertesi sabah gemici hesabı ödemeye indiğinde otelci sormuş :
Nasıl uyuyabildiniz mi?
-Cok güzel uyudum, demiş gemici...
-Yanınızdaki müşteri hiç horlamadı mı?
-Hiç horlamadı..
-Ama nasıl olur?
-Odaya girince yanağından "Merhaba guzel çocuk"
diye bir makas aldım. Sabaha kadar gözlerini kırpmadan
yatakta oturdu...
|
HANGİ BACAĞININ YENİ
İki kırkayak evlenmişler ve gerdeğe girmişler.Dışarıda
bekleyen baba kırkayak bir saat bekler çıt yok iki saat
bekler çıt yok üç saat bekler yine çıt yok en sonunda
dayanamaz içeri girer ve oğluna kızarak :
-Ne yaptın yahu üç saattir bir şey yokmu, der.
Oğul kırkayak köpürerek :
-Eşşoğlunun kızı hangi bacağının arasında olduğunu
söylemiyor, der.
|
DEMEK BANA TECAVÜZ EDİLDİ
Çok güzel bir kadın, eczaneye girip, bir şişe kolonya
istemiş. Tezgahtar şişeyi sarmış, kadın da parayı uzatmış...
Tezgahtar paraya bakmış :
-Maalesef bu parayı alamam, sahte! Kadın çok bozulmuş :
-Demek bana tecavüz edildi..
|
BİRGÜN BEN KAYBOLDUM
Reha Muhtar 100 yaşını aşmış bir köylüyü programına
davet etmiş :
-Efendim, bu kadar zamanda kimbilir ne güzel olaylar yaşamışsınızdır.
-Güzel bir anınızı anlatır mısınız", diye sormuş.
İhtiyar başlamış :
-Bir gün bizim muhtarın eşeği kayboldu. Bütün köy eşeği
aramak için dağa çıktık. Saatlerce aradık. Sonunda da
bulduk.Başladık dağ yolundan aşağı inmeye. Birden bizim
muhtarın eşeği gözümüze bir güzel görünmeye basladı...
Derken Reha Muhtar araya girmiş :
-Aman efendim, oraya girmeyelim, bu hikaye tehlikeli olmaya
başladı.Başka bir güzel anınızı anlatın. İhtiyar köylü
söze devam etmiş :
-Bir gün bizim muhtarın kuzu kayboldu. Bütün köy muhtarın
kuzusunu aramak için dağa çıktık. Saatlerce aradık.
Sonunda da bulduk. Başladık dağ yolundan aşağı inmeye.
Birden bizim muhtarın kuzu gözümüze bir güzel görünmeye
başladı.. Demeye kalmadan Reha Muhtar yine adamın sözünü
kesmiş :
-Aman efendim, oraya da girmeyelim. Siz en iyisi kötü bir
anınızı anlatın. Adam yeniden söze başlamış :
-Bir gün ben kayboldum... : |
|
|